22 Temmuz 2013 Pazartesi

Unutulanlar, Unutanları Asla Unutmazlar!

Niyetim haftaya arabesk başlamak değil. Sadece İbrahim Erkal diye bir şarkıcı vardı hatırlarmısınız bilmem? Onun bu şarkısı ben lise zamanlarındayken ne patlamıştı, ne tutmuştu... Cengiz ve Ümit amca ve sonrasında İbrahim abinin bu şarkısı o zamanın minibüslerinde hep ilk 3 sıradaydı...


Ergen çağlarımı heavy metal dinleyerek geçiren biri olarak o zaman az küfür etmiyordum tabii bunları dinleyenlere... Ee, ergen olmanın verdiği agresiflik ve heyecan da var tabii... Bir üstten bakmalar, bir küçümsemeler, bir aşağılamalar... :)

Şimdi düşünüyorum da bu dalga geçtiğim şarkının ismi oldukça yaratıcı bir sloganmış da haberim yokmuş. Ne derin,  nasıl dip, nasıl da nihilist nasıl da bir tehdit içerikli bir cümledir bu yaa...

Allah'ım insanı alır götürür dipsiz bir kuyunun içine sonsuza dek terk edebilir bu cümle aslına bakarsanız...

O, bu, şu filan bir yana da... Ne de güzel bir laftır yahu... Unutulanlar, unutanları asla unutmazlar....

Evet, unutanları unutmayız da yanıbaşımızda olanları hep unutuveririz ya ömrümüz boyu... Hep bize kazık atanlar bize tatlı gelir, sevecen gelir... O gelsin ağzımıza sıçsın biz de hep yarabbi şükür diyelim...

Böyle ben adamı sildim silerim, suratına bakmam, aramayanı sormayanı ben hiç arayıp sormam, höööyyttt, bööyyyttt filan...

Çok atarlı durumlar yaşayanlar aslında o en atarlı insanlar için "atarlı" diye şarkılar yaparlar ya! ( Bu cümle de en az bu şarkı sözü kadar karışık kuruşuk oldu da derinlik yapayım dedim, o da olmadı. )

Aşkını, sevgisini anlatan şarkıdan, sazdan çok nasıl da çekip gittin, nasıl da beni aldattın, nasıl da kötüydün sen, nasıl da fesattın, nasıl da şerefsizdin, sen gittin ohh kendime geldim, iyiki de gittin, allah belanı versin filan diye şarkılar daha çoktur ya....

Haa bir de bunları dinleyip söyleyip motive olunur ve daha güçlü hissedersin ya kendini...

Aslında ne psikopatça ne ruh hastası bir olaydır bu...

Şimdi asıl yazmak istediklerimi yazamadan yine gittim dağın öbür tarafına her zamanki gibi... Bu laf sabah sabah, Pazartesi Pazartesi aslında şu yüzden geldi aklıma! Şimdi bakın hele nasıl alakasız bir yere bağlıyorum, hazır olun!

Böyle bir uğraşı olduğunda, işi olduğunda, kendisini oyalayacak bir meşgale bulduğunda arayıp sormayanlar, kendilerini ayarladıklarında, işleri yokken veya boş zamanları çokken dibinden ayrılmaz ya! İşte o insanları alıp hepsini toparlayıp Acun'un Survivor yaptığı adalara pay etmek ve ölüme terk etmek istiyorum onları... 

Bu kadar da vicdansızım, bu kadar da nefret ediyorum bu tip insanlardan...

Nabza göre şerbet yazım vardı ya işte onlarla bunların pek de farkı yok aslında... Canı isteyince can, canı istemeyince ali, ahmet, fatma, ayşe hatta sarı çizmeli mehmet ağa!

Ama biz ne diyoruz unutulanlar, unutanları asla unutmazlar!

Bu sefer iyi bağladım ama heytttttt beaaa ! :)

İyi haftalar olsun, etrafınızdaki insanlara karşı en incesinden tel süzgeç kullandığınız, unutulmadığınız, hep popüler olduğunuz bir hafta olsun... ;)

Şimdi "ayh ben mi seni unuttum, o laflar bana mıydı?" diye beni aramalara kalkan arkadaşlarım için şarjımı doldurmaya gideyim :)

Gözde

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...