21 Eylül 2013 Cumartesi

Küçük Dünyaların Büyük İnsanları...

Bugün günlerden Cumartesi... Tüm miskinliğimi dolunay ile birlikte üstümden atarak yeniden buradayım... 

Bu aralar her yerde büyük insanlar görüyorum... Ama küçük dünyaları olan büyük insanlar...


Küçücük bir fanusun içinde dönüp duran balık gibiler bunlar... Küçük görmek değil benimkisi, haşa. Sadece diyecek söz bulamamamdan tepkim. Kendi dışlarında dönüp duran kocaman bir dünya var farkında değiller. Kendilerine bir dünya yaratmışlar ve bu yarattıkları dünyanın içinde kendilerine öyle bir dev aynasında bakıyorlar ki tüm evrenin hakimi, en doğru, en bilge gibi...

Örneğin; küçük bir mahalle düşünün mesela... Mahallede bir sürü komşular olduğunu... Ve o mahalledeki tüm insanlardan bahsetmiyorum ben, o mahallede bir veya iki kişiden bahsediyorum. Kendilerini diğerlerinden yüksek görme, "ben"le başlayan cümlelerin lügattaki çokluğu, herkesten kendini üstün görme, ayrı bir gezegenden gelerek kendini o mahallenin başına gelebilecek en güzel şeymiş gibi hisseden ve o mahalledeki herkesi kendine köle yapmayı amaçlayan ve insan kullanmanın dibine vurmuşlardan bahsediyorum.

Eskilerin bir lafı vardır... 
"Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler" işte öyle birilerinden bahsediyorum... 

Hayat insana kibirinden kurtulmayı, "ben" demekten arınmayı öğretmek için vardır... İstediğin kılığa girip, istediğin dünyevi mertebeye erişebilirsin kendi içinde... Önemli olan 7 alemde de bu mertebede kalabilmektir asıl olan. İster tüm cihanın padişahı ol, ister bir mahallenin keçisi... İstersen tüm en'leri sırala kendini anlatırken... İstediğin kadar ispat etmeye çalış kendini... Hayır, ne fark eder ki?

Çabalayıp, çabalayıp aynı yerde olduğunu göremedikten sonra... Velhasıl, kendini kandırma... Çünkü kimse kanmaz sana... Yüzüne gülen,alkış tutanlar, arkandan nasıl konuşur ki sorma...

Yani egon ile şeytana işbirliği yaptırma... Özünü unutma, şaşırma, sakin ol... Hayat bu, unutma...

Herkese iyi hafta sonları ;)

Gözde

Görsel: Pinterest

5 Eylül 2013 Perşembe

Son Bir, İki, Üç... Ve Başla!

Sonbahar ile birlikte hayatımda birçok şeye de start vermiş durumdayım. Aslında start verme olayı benim dışımda gelişen bir süreç haline de dönüştü diyebiliriz. Bu aralar bir şeyler oluyor, bitiyor, gidiyor, başlıyor, karar alınıyor, uygulanıyor filan... 


Şimdi yine gizemli konuşmalar yapmaya başladığımın farkındayım, halbuki ne gereği var :)

Sevgili bayanlar, baylar ve gençler. Ben kaptanınız Gözde Tura Yılmaz. Startımız Eylül ayı itibari ile başlamış olup bu hızla devam etmeyi planlıyoruz. Varacağımız noktaya yolumuz oldukça uzun olabilir belki de kısa olabilir, bunu Allah bilir :) Tahmini varış süremiz İlkbahar ayları. Varacağımız noktadaki hava sıcaklığı baharın en güzel hali olur inşallah... Herkese iyi uçuşlar dileriz.

Tamam, tamam söylüyorum. Bugüne kadar hayatımın belli zamanları hariç sürekli bir diyet programı ile yaşamak zorunda kaldım. Ama artık bu konu ile ilgili beni yönlendiren harika bir doktorum var. Doktorum sayesinde bugüne kadar izlediğim tüm yolları unuttum ve defterden sildim. Şimdi yeni bir yol ve bu yol her zamankinden daha güvenli ve daha eğlenceli... Kısacası diyet + spor + yaşam biçimi değişikliği içerisindeyim.

Kilo problemi olanlar bilir. Kilo probleminiz hayatınızda belli zamanlarda çok belli zamanlarda daha az ama hep var ise bu sizin için sadece sağlık sorunu olmaktan çıkar. Bu sizin sorununuz olmaktan çıkar bu etrafınızdaki herkesin sorunu olmaya başlar.

Ben ergenliğim boyunca (meğersem şimdi anlıyorum, hormonlardan dolayı bir bozukluk olduğunu) türlü diyetler ve türlü diyetisyenlere gittim. Her seferinde 5 verdiysem 10 aldım. Ve sonuç hep başarısız oldu. Şimdi ise bu sorunu kökten çözebilecek insanlara teslim ettim kendimi. Çok mutluyum ve çok huzurluyum.

Amma velakin bu durumu bugüne kadar yaşarken etrafımdan duyduklarım, gördüklerim ve dolaylı olarak anladıklarım ile ilgili cevabı herkese önümüzdeki yaz tek tek tek tekkk vermeyi planlıyorum.

Ben hiçbir zaman ketum olamadım ne yazık ki. İnsanlar yaşadıkları,düşündükleri ve yaptıkları hemen hemen hiçbir şeyi sesli bir şekilde konuşmak istemezler. Hep karınlarından, hep bir homur homur ağızlarının içlerinden...

Bu diyete başladığımı öğrenen bazı yakınlarımın neler konuştuklarını fazlasıyla tahmin edebiliyorum :) 
"İyi bari çok yemezsin, bundan öncekilere benzemesin de, hea onda o boğaz varken nah verir kiloları, (anneme) sende çok yemek yapma ki yemesinler" vb. daha bu söylemleri buradan Ankara'ya kadar 
uzatabilirim.

Hep böyle değil midir zaten? Her konuda herkesin söyleyeceği birşey hep vardır. Nedense en olumsuzlarını da en yakınlarınızdan duyarsınız. En yakınlarınızın size destek olması gerekirken en ağır eleştiren hep en yakınlarınızdır. Bu da "çok samimiyet'den" ileri gelir ya o daha da bir komiktir. Samimiyetle kötü niyetli olmayı karıştırıyor bunlar...


Neyse it ürür, kervan yürür derler...Bu konuda bu sefer kim ne derse desin um-rum-da değil! Ben ergenliğimden beri hep bu lafları çeşitli ve dolaylı şekillerde duydum. Çok zayıf olmadım hiçbir zaman,çok şükür obezitede olmadım. Yine çok zayıf olmayı planlamıyorum ama sağlıklı kiloma inip bu sefer oraya çakılmayı planlıyorum. 

Hea bir de sevgili bayanlar, baylar ve gençler... Böyle konuşanları da görüyoruz elbette... Ama insanlar kendilerine ve etraflarına doğru bakıp, doğru gözle görüp, doğru sözle konuşabilseler zaten böyle bir mevzu da kalmaz gider. Olsun, önemli değil... Böylelerine rağmen benim yanımda olan ve beni destekleyen eşime, anneme, babama ve arkadaşlarıma da çoook teşekkür ediyorum :)

Tek değişiklik ve start bu mu derseniz tabiki hayır! Bu konuyu bu kadar uzun anlatmamın nedeni ise ben hayatım boyunca hiç bir şeyin hesabını yapmadım. Yiyecekleri lokmanın kaç kuruşa tekabül ettiğini hesaplayıp da üç kuruşluk lokmanın en kuru ve en kötü halini kendine layık görenlerden değilim çok şükür. Bu olay senin buzdolabının ne kadar dolu olduğu ile değil buzdolabının neyle dolu olduğu ile alakası var. Ve bu durumun tutumlulukla değil bir hayat anlayışı ve yaşam tarzı ile alakası var. Bu konudaki düşüncelerimi hayatımın her alanına da ince ince işlemişimdir. 

O yüzden herkes baksın işine, kendine, çoluğuna çocuğuna... Bir de dürüst olsun biraz, en azından kendine...

Diyetimin detaylarını da bir sonraki postda yazmayı planlıyorum. Tabii diğer start verilen konuları da...

Gözde


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...