23 Aralık 2012 Pazar

"GalataModa" Günlüğü!

Bugün tüm günümü GalataModa'ya ayırmaya niyetli olarak başladım güne... Hava soğuk, az keyifsiz bir ruh hali içinde olsam da keyfim yerine gelsin, gözüm gönlüm açılsın diyerek düştüm yollara...


Hava çok soğuk olduğundan mıdır nedir sokaklar ve yollar bomboştu.15 dakikada gittiğim Maçka Küçükçiftlik Parktaki GalataModa çadırına bir ümit ve hevesle girdim ki sormayın... Ama tabii ki hiçte öyle beklediğim gibi bir tabloyla karşılaşmadım. Sokak ve caddelerin boşluğu oraya da yansımıştı diyebilirim. Ben çok daha kalabalık ve hareketli bekliyordum. Ne yazık ki öyle değildi... Ama tabii tüm stantlara rahat rahat bakacak olmamdan dolayı yine de çok mutlu oldum. 

Ve ilk olarak ilgimi Mikail Arasan'ın bu ilginç ve %100 el yapımı olan ayakkabıları çekti. 


Bu ayakkabıların hepsinin fiyatları 390 TL'di. Ve gerçekten çok kaliteliydi. 


Şuanda bu ayakkabıların satış noktası Hatice Gökçe'nin mağazası haberiniz olsun!


Sonraki durağım, gördüğümde direk yöneldiğim Tuvana Büyükçınar'ın standıydı... 


Kuru kafa konsepti, kolyelerden trikolara ve t-shirtlere kadar her parçada özenle kullanılmıştı.


 Bu en trend detayı iyi işleyenlerden biriydi Tuvana Büyükçınar...



Veeee artık beni tanıyanlar bilir, bu tip bir organizasyonlarda en sevdiklerimin yakasına yapışmayı asla ihmal etmem! 


Simay Bülbül'ü standında uğraşırken gördüğümde koşarak yanına gittim. 


Bu şık tasarıma sahip aksesuarlar ise beni benden aldı... 


Hele beyazları gelinliklerle inanılmaz bir kombin oluşturur diye düşünüyorum...


Bu aralar eldiven manyaklığım tuttuğundan ve benim gibi eldiven sever bir insan olan Seza Batıoğlu'nu es geçemedim.


 Ve standı gördüğümde her bir eldivene teeeekkk teeeekkk aşık oldum! 


Bir eldiven ne kadar farklı olabilir ki sorusuna süper bir cevap Seza'nın eldiven tasarımları bence...


Bu en favorilerimden!


Medya çalışanları için yapılan özel masalarda biraz soluklandık... 


Ve dekorasyon manyağı olduğumu herkes bilir. Bu ilginç fikir oldukça hoşuma gitti diyebilirim. Eski kitap yapraklarını çubuklara saplamışlar ve kenarlarına minik ampüller koymuşlardı... Herkesin dikkatini çeken yanından geçerken "bu ne ki" diyerek inceledikleri bir detaydı... Benim de gözümden kaçmadı :)


Ve sonuna geldiğimde aradığımı bulamasam da yine de GalataModa'nın havasını solumak ve emek verilmiş bunca işi bir arada görebilmenin verdiği mutlulukla oradan ayrıldım.


Sonrasında ise bu keyfi ikiye katlayalım diye kendimizi Ortaköy'e attık. 


Bir salep ve bir boğaz havası aldık. 


Bir de her gittiğimde bakmaya doyamadığım ilginç sokak pazarından kendime bu sevimli ve şıkır şıkır anahtarlığı kaptım...


Hafta sonunun bitmesi içimde garip bir hüzne neden olsa da bu hafta havaların ısınacak olmasından dolayı mutluyum. 

Yani kendime yine sudan bir mutlu olacak sebep buldum, evet! :)

2012'nin son haftası hepimiz için süper geçsin!

Gözde




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...