17 Eylül 2012 Pazartesi

Hafta Sonu Neler Oldu?


Bir hafta sonunu daha yemiş bulunuyoruz hayırlısıyla... Anneannemin dediği gibi ömrümüzden bir haftasonu daha geçti ve de gitti öyle bakakaldık arkasından yine. Kah yaptıklarım, kah yapamadıklarım, kah kızgınlıklarım, kah gülüşlerim derken insanoğlu işte ahhh ahhhhh... :)

Hey yarabbim bugün sabahtan beri evde yalnızım ama çeneme vurdu. İçimdeki sesi durduramıyorum. Sürekli konuşuyor, sürekli saçmalıyor. Sabah gözlerimi bir açtım "nı nııı nırı nırımmmm naaa naaa naaa hop hop hop" habamam sınıfı müziği ile uyandım... Meğersem okullar açılmış o an fark ettim. Arkasından saygı duruşu ve İstiklal Marşı... 27 yaşında koca kazık oldum ama bunları duyunca birden 15 sene önceki halim geldi aklıma. O ilk gün törenlerinde herkes pek hevesli, pek temiz, tüm yaz anne ve babaya asılmalar sonucu alınmış cirlop gibi üst baş ile arz-ı endam ederdik... Vay bea yakında kendi çocuğum olacak ama bendeki kafa yaşı hala 17...

Neyse günün anlam ve öneminden ve içimden geçen herşeyi yazma durumumdan sıyrılıp konu başlığıma uygun hale dönebilirim...

Efendime söyliyeyim haftasonum en başta yazdığım gibi karmakarışık duygularla geldi geçti bir rüzgar gibi... Cumartesi günü sevgili eşimle tıpkı flört ettiğimiz zamanlardaki gibi (çoğu zaman evli olduğumuzu unutuyoruz biz zaten...) dışarılarda keyif yaparak geçirdik. Önce benim bitanecik köpeğim olan Tayfa'ya mama almaya gittik. Kendime adet edinmişim. O mama Praktiker'den alınacak! Ne yapıp edilip oraya gidelecek! Başka yolu yok yani sanki. Neyse İkea'yı da gezsek mi filan derken evin artık İkeaaaaaa diye bağırdığı aklıma geldi, vazgeçtim.

Sonra kronik gastrit midemin bana yaptığı zamansız oyun yine başlamıştı. Benim yerli yersiz acıkma durumum geldiğinde gözüm döner bir lokma ekmek için dünyayı yakar hale gelebilirim. Bu  zamanlarda Kemal ben ne istersem onu yapma telaşına girer ve eminim karşıdan çok komik gözükürüz :)

Ben taaa Bayramaşa'dan itibaren Balık - Ekmek yemek istiyorum diye cırlayınca soluğu Florya'da tarihi Menekşe Balıkçısında aldık. Hea tabi bu soluk öyle cümlede geçtiği türden kısa sürede alınamadı. Cumartesi trafiğinden kaçalım benim dırdırımdan kurtulalım diye Kemal; ne Şirinevler'e girmediği kaldı, ne Bahçelievler'e girmediği kaldı... Florya'ya gidinceye kadar 20 semtten geçmek zorunda kaldık.

 Ama ta ki tüm bu sinir harbi masada balık ekmeğimi ve kalamarımı görünceye kadardı... Tüm bulutlar dağıldı, kafamda kuşlar, börtü böcekler uçuşmaya başladı... Bir şirin kadar mutlu ve huzurluydum o dakikadan sonra ;)


Denize nazır gün batımını izledikten sonra oradan bizim hiç çıkmadığımız Yeşilköy'deki Manzara Cafe'ye gittik. Biz buraya ilk gitmeye başladığımızda kimsecikler bilmezdi burayı. Ama artık burası da keşfedildi... Denize sıfır İstanbul'a değişik bir yerden baktığın annemin dediği gibi efil efil esen harika bir yaz cafesi...


Tüm gece ne kariyer kaldı ortaya yatırmadık, ne sülale dedikodusu ne de vatan millet Sakarya durumları... Her birini tek tek hallettikten sonra evimizin yolunu tuttuk tabi...

Evet... Pazar gününe gelince... Güne pek iyi başladığımı söyleyemem ama öğleden sonrası gayet keyifliydi diyebilirim... Bir tekne keyfi ve bir doz Tayfa insanda ne stres bırakır ne de gerginlik... Teknemiz Saroz seferinden döndü diye babamın yanına uğradık. Ve yazdan kalma son günlerde güzel bir tekne keyfi yaptık. Ayrıca Tayfa ile de iyi bir boğuştuk diyebilirim.

 



Eve döndüğümüzde dün ki yediğimiz kalamarlar bana yetmedi diyen Kemal dolaptaki kalamarlara saldırdı. İlk denemeye göre hiçte fena olmayan kalamarlı Pazar keyfi tadındaki soframız ile haftasonuna noktayı koyduk.


 Bunların dışında size diğer haberler ise; Cuma günü evliliğimizin 3. ayı şerefine Kemal 3 aydan sonra ilk kez eve çiçekle geldi. Şaşırmadım ve etkilenmedim desem yalan olur:) Ve en büyük hediye olarak da o gün sigarayı bıraktığını söyledi bana. Bugün 4. gün ve harika gidiyor diyebilirim.


Eylül ayı için biraz geç kalsam da hoşuma giden ve yeni çıkan dergilerden bir demet yaptım haftasonuna özel. Pazar akşamı boş kalan vaktimde de onları iyice bir süzdüm. Bu haftasonu eğlencelerimden müthiş detaylar yakaladım sizler için diyebilirim.


İşte böyle geldi geçti 2 koskoca gün... Şuan önümde bir sürü dergi kafamda milyon tane iş beni bekler...

Herkese iyi bir hafta, iyi bir ders yılı ve iyi bir sezon diliyorum. Ve tabii bana da ;)

Şimdilik herkese, Arrivederci!


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...