22 Eylül 2012 Cumartesi

Ordan - Burdan - Şurdan!


Şuan fonda Teoman çalıyor... Bu adam niye müziği bıraktı da gitti diye düşünürken 1 saat geçmiş haberim yok... Lise ve üniversite yıllarımın özetidir Teoman'ın şarkıları... "Ne Ekmek, Ne De Su" ile başlar "Bana Öyle Bakma"ya kadar gider... Hele ki Bülent Ortaçgil ile birlikteki konserleri. Offff offf... Bir dönemdir ki ne dönem. Teoman - Kargo ve Redd bu üçlü gençlik yıllarıma damgalarını vurmuşlardır... Okan'da gördüm şuan ve direk tv'yi kapadım, dinlemeye başladım ve film koptu...


Neyse fonda çala dursun ben kısa kısa en son öfkeli halimden bu yana neler oldu özet geçeyim..

Öncelikle bu hafta nasıl geçti, neden bu kadar çabuk geçti, ben niye yine plana koyduğum hiçbirşeyi yetiştiremedim hiiççç ama hiiiççç anlamadım. Bu konuda annemin ön görüsü sabahın 7'sinde kalkmamam! Atalarımız ne demiş erken kalkan erken yol alır... Yahu iyide ben sadece güne 3 saat geç başlıyorum diye mi bu eziyet! Çok saçma... 

Bu hafta sürekli evdeydim diyebilirim. Sürekli yazdım, okudum, oturdum, yedim, içtim... Yetiştirmem gereken işler konusunda oldukça yoğundu. Ama yine de önümüzdeki haftaya bir çok şey sarktı...

Akşamları sevgili kocamın bana hazırladığı küçük süprizlerde olmasa çalışmaktan depresif bir boyuta geçebilirdim. !


Benim yaptığım maskeye özenip kendini kile bulayan da yine benim kocam bu arada!


Evdeyim diye mutfağa gidip Nutella yememek için çok direndiğim anlarda oldu... Kendimi kocaman bir kase mısır yerken bulduğum anlarda...


Yok böyle olmaz sebze yemeliyiz bunun en güzel yolu da kabak mücveri diyerek dolapta bulduğum havuç ve patlıcanı da içine katarak yaptığım mücverli soframız da hiç fena sayılmazdı.

Sonra Cuma günü yeteeeerr diyerek annemin kucağına attım kendimi... Ama o günün yağmurlu hali resmen beni de toprakladı diyebilirim. O yağan yağmurlar ile bende haftanın tüm stresinden arındım. Bu arada yağmurda araba kullanmaya bayılırım. Sahilde 50 ile gittiğim için ve bu resmi çekmeye çalıştığım için bir taksici ile el kol hareketi yapmak sureti ile dalaşsam da yine kısa ama güzel bir yolculuktu diyebilirim :)


Anneme gittiğimde birde ne göreyim annem bana harika bir poğaça yapmış. Anne poğaçasının yerini hiç birşey tutamaz zaten...


Sonrasında annemle kafa dağıtalım diye gittiğimiz Avm'de bu orta direği olmayan Ford'un yeni model arabasını gördük. Oldukça ilgimi çekti diyebilirim. Kapıları bir açıyorsun ohh direk dışardasın :) Ve arabanın içi inanılmaz geniş ve ferah... Vay bea daha neler çıkıcak diyerek ve gözümüz arabada kalarak ayrıldık oradan da...


Bugüne gelince bütün gün evde 2 filmi beynimize indirdik. Benim için ayrı efsane grup Beatles'ın üyesi John Lennon'un hayatı ve her zenginin etinin yenmediğini anlatan günümüzde de eminim ki çok yaşanan Largo Winch filmi... İkisi de harikaydı...Sonra minik bir gezintiye çıktık.


Ve benim fil manyaklığım yine nüksetti ve bunu görür görmez havada kaptım. 3 maymunlarımın yanına harika gitti;) Kendisi Mudo'dan...


Ne giydiğime gelince de annemin yıllar önce diktiği suratına bakmadığım koyu lacivert tuniğim, T-box kemerim, Zara bolerom, takılarım ise Koton... Artık ne yazık ki uzun kol giymeye başladık bile :/


Bu ne saçma bir resim demeyin kendi işini kendin görmeye kalkınca böyle oluo ne yazık ki, ama mecburiyetti idare ediverin...

İşte böyle gelip geçti bir hafta daha... Çok yakında size güzel süprizlerim olacak. Takipte kalın, önerin, paylaşın, beğenin..!

Şimdi yarın ola hayrola der ve uykuya giderim...

Bi de bu sefer Eyvallah! derim ;))

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...