15 Nisan 2013 Pazartesi

Güzel Bir Haftasonu... :)

Bir haftasonunu daha geride bıraktık. Ben Pazartesi sersemliğini üzerimden ancak atabildim. Pazartesi günü akşama doğru ancak haftasonu rüyasından uyanabiliyorum acı da olsa...


Bu haftasonu bol yeşillikli ve kafa dinleme ile geçti. Cumartesi günü havanın güzel olacağı ve ertesi günlerde (bu hafta boyunca) gri gökyüzü ile başbaşa kalacağımızı duyduğumuz için kendimizi çayıra çimene bırakalım dedik. 


Ve Çatalca - İnceğiz mağaralarının bulunduğu yere pikniğe gitmeye karar verdik. 


Ertesi gün pikniğe gidilecekse evde hazırlık yapılır ya, işte ben bu hazırlığı küçüklüğümden beri çok severim. O yüzden muhteşem kekimi yaptım, etler soslandı, piknik çantamızı hazırladık ve çocuklar gibi sabahı zor ettim ;)

 
Yanımıza Tayfam'ı da almayı ihmal etmedik tabii ki. Şehrin gürültüsünden ve kaosundan en az bizim kadar o da bıkmış durumda artık. Sabah erken saatte gittiğimiz mesire yerinde kimseler yoktu... 


Mis gibi bir hava, gözünüzün alabildiği yere kadar yeşil, dağlardan gelen su sesleri tek kelime ile meditasyonun en güzel hali diyebilirim...


Cenevizliler tarafından yapıldığı söylenen mağaraların aslında M.Ö. yıllarına kadar uzanan bir tarihi var. Erken Bizans döneminde mezhep kavgalarından kaçanların sığınakları da olduğu söyleniyor...

 Kısacası buram buram tarih kokan bu mağaraların eteğinde mis gibi bir hava da keyif yapmak anlatılmaz, yaşanır ;)


Tayfa yanımızdan ayrılmadığı ve hiç durmadığı için mağaraların içine çok giremedik ama oldukça etkileyiciydi diyebilirim. Gidilip görülesi yerler listesine eklemelisiniz...

Kahvaltı keyfinden sonra Kemal mangal yakmayı uzunca bir süre bekledi ve sonunda en büyük zevkini doya doya yaşadı ve sezonu açtı :)


Önce sebzeler... Sonra etler...


Mangal başındaki Kemal'e Romen davulcu ve zurnacı arkadaşlarda eşlik edince fazlasıyla eğlendim :) O kadar seranat yapan adamlara benim ağır ve maço kocam hiç pas vermedi, bahşiş dışında ;)


Sonunda mevsimin ilk mangalının mahsüllerini yemeye sıra gelmişti :) Yanında annemin salatası, ohhh :)


Bu arada mangal yakarken Tayfa'da Kemal'in çöplerini parçalamakla meşguldü :)


 Bizden çok ona yaradı diyebilirim:)


Eehh o kadar yedik, eritmek lazım diyerek Tayfa ile 3 km'lik yürüyüş yolunda doğanın tüm kokusunu içimize çekerek yürüdük de yürüdük...


Ve günün sonunda hepimiz temiz havanın bizi çarpmasından dolayı mayış mayış yola çıktık. Amma velakin trafik canımıza okudu... O doğallığın içinden İstanbul'un keşmekeşine düşmemek için yola geç çıkmak en iyisi diyerek kulağımıza küpe yaptık... Tayfiş hepimizden çok sıkıldı tabii, yol boyunca arka cama yapıştırdı kendini :)


 Pazar gününe gelince... Bir gün öncenin rehaveti devam ederken napsak diye düşünüp, havanın da kapalı olmasını fırsat bilip, sinema için son havalar bunlar dedik ve kendimizi sinemaya attık...


Tom Cruise & "Oblivion" gidin, görün, izleyin derim. Gerçekten son zamanlarda izlediğim en güzel efektlere ve konuya sahip bir film...

Sinema çıkışı ise haftasonuna noktayı Türk kahvesi ile koyduk ve iyi bir hafta olur dilekleri ile evlere dağıldık :)


Vee bugün... Önce diyet, sonra plates şimdi de kendimi fazla su içmeye alıştırmaya çalışıyorum. Sabahtan bu yana bu şişeyi bitirmeye hatta bunun gibi bir tane daha bitirmeye and içtim. Hadi bakalım :)


Umarım sizin de haftasonunuz harika geçmiştir...

Lolipop tadında, güneş kadar parlak, deniz kadar berrak, rüzgar gülü kadar bereket dolu hareketli bir hafta olsun.... :) (:

Gözde



1 yorum:

Unknown dedi ki...

hocam gercekten mükemmel bir hafta sonu gecimişsiniz.Doğayla başbaşa.mangal partileri ve ve ve bir çok şey hafta sonuna ne kaldı...ha gayret..
araba oyunları

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...